-
1 ilk plânda
а) на пе́рвом пла́неб) на пе́рвом ме́сте; пре́жде всего́ -
2 ilk
первонача́льный* * *1.пе́рвый, нача́льный2.gözlerini açınca ilk işi saatine bakmak oldu — как то́лько он откры́л глаза́, пе́рвым его́ де́лом бы́ло посмотре́ть на часы́
1) пре́жде всего́, снача́лаilk hatırladığım olay... — собы́тие, кото́рое я вспо́мнил пре́жде всего́
2) впервы́е, в пе́рвый разben onu ilk görüyorum — я его́ ви́жу впервы́е
••- ilk plânda
См. также в других словарях:
ilk planda — zf. 1) Önce, en önde Bu çatı altı penceresinden ilk planda bir Yahudi evinin taraçası görünüyordu. H. R. Gürpınar 2) Başlangıçta … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilk — sf. 1) Zaman, sıra, yer ve önem bakımından ötekilerden önce gelen, son karşıtı Gözlerini açınca ilk işi saatine bakmak oldu. Y. K. Karaosmanoğlu 2) is. Herhangi bir şeyin en önde olanı, önce geleni İnsanı insan yapan duyguların ilkidir aşk. N.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
plan — is., Fr. plan 1) Bir işin, bir eserin gerçekleştirilmesi için uyulması tasarlanan düzen Turist akınını karşılamak için şimdiden bir plan yapmışlar. H. Taner 2) Bir şehrin, bir yapının, bir makinenin çeşitli bölümlerini gösteren çizim O tarihte… … Çağatay Osmanlı Sözlük
birinci — «Bir»dən sıra s. 1. Sifət, yaxud əvəzlik mənalarında. 1. Birinci sıra. Birinci nömrə. Birinci cild. Ayın birinci günü. // İlk dəfə olan, əvvəlinci. <Miss Hannanın> Lavarcan yaylasındakı birinci göz yaşları nə üçün idi? M. S. O..… … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
ilkel — sf. 1) İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif İran da ve Afganistan da bu aşiretleri idare edenlerin ilkel planda kalmış menfaatleri var. Ç. Altan 2) Sanatta yalın bir nitelik gösteren, yapmacıksız olan,… … Çağatay Osmanlı Sözlük